Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın açıklamaları şöyle:
Bölgemizde genel manada jeopolitik tansiyonların yükseldiği devirden geçiyoruz. Hepimizin yüreğini yakan görüntüler görüyoruz. Bayan, yaşlı, hasta demeden ağır atakla insanlık hatası işleniyor. Netanyahu hükümeti soykırım hatalısı olarak sanık sandalyesinde. Gazze içinde Filistinlilere yaptıkları yetmezmiş üzere tansiyonu bölgeye yaymaya çalışıyor. Farklı bir bağlam oluşturma uğraşında. Gazze’de yaşanan insanlık kabahatlerini unutturmamamız lazım. Hak ettikleri cezayı görünceye kadar takipçisi olacağız. Bölgesel tansiyonun yükselmemesi için Türkiye çaba sarf ediyor. Bölgenin refaha muhtaçlığı var. Ülkeler ortasında barışçıl ortam oluşmasına gereksinim var. 1967 hudutlarını temel alan hakkaniyetli tahlil oluşmadan bu bölgeye istikrar gelmesi mümkün değil. Kudüs’te barış olmadığı sürece global barışın da olması mümkün değil. Filistinli mazlumlar kazanacak. Biz tarihin yanlışsız tarafındayız. Bütün yetkililerimiz gece gündüz uğraşıyorlar. Milletlerarası hukuka inanç zedelendi. Bir noktada geç de olsa bu yanlışlardan dönülür. Milletlerarası topluluğun baskı uygulaması lazım.
İsrail’in İran diplomatlarına taarruzları provokatif yaklaşım. Ateşkes yapmak yerine ateşkes müzakerelerini yapan Hamas’ın önderine atak yaptı. Netanyahu’nun barış yapmaya niyeti yok. Kendi varlığını devam ettirmek için, Gazze’deki soykırımı çatışmalarla örtme çabası içinde.
Şu ana kadar ABD gücüne yakışır bir yaklaşım ve sonuç elde etmedi. Biden idaresi devretmeden evvel bir ölçü gayret içine girdi maalesef etkisiz kaldığını görüyoruz. ABD üzere bir güç İsrail’e silah, finansal dayanak veren güç. Buradaki yaklaşımda şu yanlış; İsrail ne yaparsa yapsın şartsız destekleriz mantığı bu görüntüyle müsabakamızı sağlıyor. Hukukun üstünlüğü kavramı burada yerle bir edilmiş durumda. Soykırımdan yargılanan yöneticiyi tekraren alkışlıyorsunuz.
“PROGRAMIMIZ ÇALIŞIYOR”
Politikalarımız kararlı biçimde uygulandı. Bilhassa memleketler arası kuruluşların not artışları, CDS’lerdeki gerilemeler farklı noktada olduğumuzu gösteriyor. Siyasetler gündelik değişecek şeyler değil. Sonuç almaya başladık. Programımız çalışıyor. Risklerimiz azalıyor. Dezenflasyon sürecine girmiş durumdayız. 3 ayda 23.5 puanlık düşüş var enflasyonda. Nereye hakikat gidiyorsunuz, istikamet. İstikamet hakikat olduğu sürece nereye hakikat gittiğiniz netse trendi görüyorsanız programa olan inanç pekişiyor. Tenkitler olacak, hürmet duyuyoruz.
Maliye siyasetlerini değerlendirirken sarsıntı faktörünü gözardı etmememiz lazım. 14 milyon nüfusu etkileyen bir zelzele. 2 yılda harcamalarımızı çekersek 2,5 trilyon lira kaynak ayırdık sarsıntıya. 450 bin konut inşa ediyoruz. Altyapılar, yollar, tüneller tahrip oldu. Yeni yerleşim yerlerine okul, hastane yapıyorsunuz. Bütün bunlara baktığımızda çok önemli manada büyük gelişmiş ekonomileri etkileyecek kadar büyük. Önemli mali disiplinle hareket ediyoruz. Mali siyasetlerde disiplini elden bırakmıyoruz. Verimlilik çok değerli. Harcadığınız kaynağı yanlışsız kullanıyor musunuz? Sulama projelerini önceliklendirdik. Tarla için yaparsanız esere dönüşecek yatırım.
Su zengini bir ülke değiliz. Suyun yüzde 70’inden fazlası tarımda kullanılıyor. Su varlığına nazaran bitki deseni oluşturmamız çok değerli. Çiftçiye mazot takviyesi verilmeyecek diye dezenformasyonlar oldu. Tam tersine stratejik dal olarak görüyoruz tarımı. Bunu daha planlı formda yapacağız. Enflasyon sepetinde besinde eksi gördük. Olumlu seyir görmeye başladık. Önümüzdeki periyotta arzı artırıcı siyasetler, GAP, DAP üzere projelerimiz var. Oralarda da yeni yaklaşımlar geliştirmeye çalışıyoruz. Gençlerin tarımla daha fazla ilgilenmesi lazım. Yaş ortalaması 58. Gençleri destekleyeceğiz. Doğurganlık süratimiz Fransa’dan daha düşük. Burada kritik eşik 2.1’dir, bizde 1.5’te. Biz kritik noktanın çok altındayız. Bizim en büyük gücümüz insanımız. Bunu giderek kaybediyoruz. Cumhurbaşkanımız boşuna 3 çocuk demedi yıllarca. Bu en temel sıkıntılardan birisi. Bir mühlet sonra Türkiye’nin nüfusu düşmeye başlayacak.
“TÜRKİYE’DE 3 MİLYON SURİYELİ VAR”
Vatandaşımız haklı olarak sistemsiz göçten şikayetçi. Sistemsiz göçle sonuna kadar gayret ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. Hukuk dışı, kayıt dışı ülkemize gelip yaşayanlar. İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere önemli gelişmeler var. Suriyeliler sıkıntısı farklı. Süreksiz muhafaza diyoruz, çatışmalardan ötürü yaşayanlar için. Ölçüsüz ayarsız açıklamalar yapılıyor. Yakın gelecekte İçişleri Bakanı çalışma yaptı, 3 milyon civarında. Onu söyleyenler sokakta gördüklerini Suriyeli zannediyorlar. Suriye’de geri dönüşler hızlanıyor, 700 bin dönüş oldu.
Orta Doğu yangın yerine döndü. Herkesin hakkını hukukunu koruyarak Suriye’de yapı oluşması bizim için değerli. Nizamlı göç denen bir şey de var. ABD’de greencard var, tüm ekonomiler gelişmişlik düzeyine ulaştığında birtakım hususlarda çalışacak insan bulamıyorsunuz. Planlı olmak kaydıyla tertipli göçe de ülkemizin gereksinimi var. İş dünyası gereğince iş gücü bulamamaktan şikayet ediyor.