BURSA (İGFA) – Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği ve Uludağ Hazır Giysi ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin birlikte düzenlediği ‘2023 İpek Böceği İhracat Ödülleri’ Merasimi, Bursa Ticaret Sanayi Odası’nın (BTSO) Bursa Business School Hayat Uzunluğu Eğitim Merkezi’nde düzenlendi.
Dış ticaret fazlası veren ve katma bedelli üretim ile kilogram kıymetini her geçen gün üst taşıyan ve Türkiye’nin stratejik kesimleri ortasında yer alan dokuma ve hazır giysi bölümleri en başarılı ihracatçı firmalarını ödüllendirdi. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ve Uludağ Hazır giysi ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen 2023 İpek Böceği İhracat Mükafatları Töreni’ne Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, BTSO Lideri İbrahim Burkay, UTİB Yönetim Kurulu Lideri Pınar Taşdelen Engin, UHKİB Yönetim Kurulu Lideri Nüvit Gündemir, birliklerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile firma temsilcileri katıldı.
Tekstil ve hazır giysi konfeksiyon dallarında Yeşim Satış Mağazaları ve Dokumacılık Fabrikaları A.Ş. son yıllarda olduğu üzere tekrar en fazla ihracatı gerçekleştirerek birinci sırayı aldı.
UTİB BAŞKANI ENGİN: “HEDEFİMİZ, TEKSTİLDE DÜNYANIN BİRİNCİ ÜÇ İHRACATÇISINDAN BİRİ OLMAK”
UTİB Yönetim Kurulu Lideri Pınar Taşdelen Engin, Türkiye’nin dünyanın en büyük altıncı dokumacılık ihracatçısı, AB’nin de en büyük ikinci tedarikçisi olduğunu belirterek “Türkiye bugün dünya ihracatından yüzde 1 hisse alıyorken, dokumacılık bölümümüzün dünya ihracatındaki hissesi yüzde 3,4. Maksadımız, dünyanın en büyük birinci üç ihracatçı ülkesinden biri olmak. Bunun için ihracatımızı katma kıymetli bir hale getirip arttırmamız koşul. Bunu da başarabilecek birikime, güce ve kapasiteye sahibiz. İplikten boyaya, kumaştan sonuncu esere kadar entegre üretim yapan ender ülkelerden biriyiz. Sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm seyahatinde farkındalığımız rakiplerimizden çok daha güçlü” dedi.
KUR BASKISI TEKSTİLCİYİ ZORLADI
Geçen yıl ihracatta yaşanan gerilemede Çin’in pandemi sonrası tekrar güçlü bir oyuncu olarak pazara girmesi ve öncelikli pazarlar olan AB ve ABD’de yaşanan kısmi resesyonun en önemli etkenler olduğunu vurgulayan Engin “Ülkemizde yüksek enflasyon nedeniyle güç, hammadde ve personellik fiyatlarındaki artışın üretim maliyetlerini olumsuz etkilemesi de kıymetli öteki nedenler oldu. Kurun baskı altında tutulması nedeniyle üreticilerimiz ve ihracatçılarımız fiyat oluşturmakta zorlandı. Bu aksiliklere karşın kesimimiz yılmadan çalışmaya, üretmeye ve geliştirmeye devam etti, edecek” dedi.
AB YEŞİL MUTABAKATI İÇİN MÜŞTERİ DAYATMASINI BEKLEYEMEYİZ
AB Yeşil Mutabakatı, sürdürülebilirlik, yeşil güç üzere hususlarda daha süratli hareket etmek zorunda olduklarının altını çizen Taşdelen Engin “Bu yalnızca müşteri ve mevzuat dayatmaları ile tetiklenmemeli, ülkemiz, dünyamız ve gelecek kuşaklarımız için bu adımları atmak zorundayız. UİB olarak bu mevzuyla ilgili üyelerimizi ve dalımızı bilgilendirmek için çalışmalarımızı 2024 yılında da aralıksız sürdüreceğiz” dedi.
UHKİB BAŞKANI GÜNDEMİR “DIŞ TİCARET FAZLASINDA 18 MİLYAR DOLARLA LİDERİZ”
UHKİB Yönetim Kurulu Lideri Nüvit Gündemir “Tekstil ve hazır giysi konfeksiyon dalımız toplamda 30 milyar doları aşan ihracatla ülkemizin üçüncü en büyük ihracatçı kesimi ve yılda yaklaşık 18 milyar dolar dış ticaret fazlası oluşturarak bu alanda Türkiye’nin başkan sektörü” diye konuştu.
Avrupa’da iktisadın artık tarafını değiştirme sürecinde olduğunu, bu süreçte siparişler artsa bile Türkiye’nin artık ucuz maliyet gücüyle ihracat yapamayacağını vurgulayan Gündemir “Öncelikle döviz kurlarında ve enflasyonda güzelleşme olmalı. Sonra mevcut durumu korumak için gayret göstermeliyiz. Bölümümüz ilerlemeye devam etmesi için pazardaki değişimi güzel okumalı. Karşılaştırma yapabileceğimiz başka ülkelerin hiçbirinin öyküsü Türkiye’ye tam olarak uymuyor. Münasebetiyle, dünyanın en büyük üç ihracatçısından birisi olabilmek için Türkiye farklı eser ve üretim metotları yapmak zorunda” dedi.
REKABET İÇİN DEĞİŞEN HAYAT ÜSLUBUNU TAKİP ETMEMİZ GEREKLİ
Uzak Doğu ile güçlü ve sürdürülebilir halde rekabet etmek için bilhassa tasarım + sürat + esneklik bahislerine odaklanılması gerektiğinin altını çizen Gündemir “Tüm markalar 2030 sıfır karbon maksadıyla taahhütler veriyor. Bu dalımız için büyük bir rekabet alanı. Firmalar bu bahiste yol haritası çıkarmalı ve üst idareleri tarafından süreçler titizlikle takip edilmeli. Bu bizlere ticari kar olarak dönecektir. Ayrıştırma ve geri dönüşüm operasyonları Türkiye için bir kaynak ve rekabet gücümüzü artıracak. Tekrar satış faaliyetleri ile dokumacılık atıklarının azaltılmasına ve daha sürdürülebilir bir moda sanayisine katkıda bulunarak tıpkı vakitte markalarımıza olan talebi artırabiliriz. Yalnızca yeşil dönüşüm değil, izlenebilirlik ve şeffaflık, farklı üretim metotları, dizaynda geri dönüşüm kıymetli hususlar olmaya devam edecek” dedi.
BTSO BAŞKANI BURKAY: “GELECEĞİ TAHMİN ETMENİN EN ÂLÂ YOLU, ONU İNŞA ETMEKTİR”
BTSO Başkanı İbrahim Burkay, dünyada teknoloji odaklı büyük bir değişim ve dönüşüme tanıklık edildiğini belirterek “Geçmişte üretim ve ticaret hayatında yıllarca süren yenilikler, artık aylar hatta haftalar içinde gerçekleşiyor. Böylesine büyük bir süratte yaşanan değişim ve dönüşüm, tahminen öngörülebilirliği zorlaştırdı. Ama geleceği varsayım etmenin en güzel yolu onu inşa etmektir. Yaşanan inanılmaz değişime ahenk yeteneğimizi geliştirebildiğimiz ölçüde ‘ben de varım’ diyebileceğimiz bir devirde geçiyoruz. Keskin virajlardan geçtiğimiz bir periyotta bilhassa üretim gücümüzün korunması ve firmalarımızın sürdürülebilirliğinin sağlanması kritik değer taşıyor” dedi.
İş dünyasının öncelikli beklentileri ortasında teknoloji içeriği ve katma kıymeti yüksek yatırımlar için gerekli altyapının hazırlanması ile yeşil ve dijital dönüşümün hızlandırılması olduğunu belirten Burkay, “Ülke olarak zorluklarla gayret etsek de büyük bir potansiyele sahip olduğumuzun farkındayız. Bu güçlü potansiyeli harekete geçirerek, Cumhuriyetimizin birinci yüzyılında eser ve pazar çeşitliliğinde en üst lige çıkmayı başardık. Artık ise önümüzde büyük amaçlar ve ideallerimizin olduğu yeni bir yüzyıl var. Kaynaklarımızı aktif, verimli ve akılcı siyasetlerle kullandığımız takdirde, Türkiye Yüzyılı amaçlarımıza de daima birlikte ulaşacağımıza yürekten inanıyorum” dedi.
TEKSTİL, BURSA VE TÜRKİYE İÇİN STRATEJİK SEKTÖR
Tekstil ve hazır giysi kesimlerinin Bursa ve Türkiye için stratejik bölüm ve vazgeçilmez bedel olduğunu vurgulayan Burkay “Tekstil ve konfeksiyon dallarımızın istihdama katkısı 2 milyonun üzerinde. Geçen yıl ülkemizin genel ihracat kilogram bedeli 1,5 dolar iken dokuma bölümünün kilogram başı ortalama ihracat bedeli 4,1 dolar seviyesinde. Bursa’nın bölümdeki kilogram başı ortalama ihracat kıymeti ise 8,7 dolar düzeyinde. Tıpkı biçimde Bursa’da hazır giysi kesimimiz de 2023 yılına 21,8 dolarlık ortalama kilogram bedeline sahip. Öbür taraftan işletmelerimiz, bir yandan rekabet güçlerini müdafaaya çalışırken öteki yandan da global gelişmelere ahenk sağlamak zorunda. Bu nedenle firmalarımızın, standart eserlerin yerine dönüşümün temel gayesi olarak global eğilimler ile uyumlu katma bedelli, yenilikçi ve yeşil üretim odaklanmaları tercihten öte mecburilik haline geldi. Dokumacılıkta esaslı bir üretim ve ihracat deneyimine sahip Bursamız bugüne kadar başardıklarından çok daha fazlasını ortaya koyabilecek güçlü bir potansiyele sahip. Bursa iktisadına kıymet katan kurumlar olarak Ar-Ge, tasarım ve inovasyon odaklı çalışmaların firmalarımızın kurum kültürünün en kıymetli kesimi olmasını istek ediyoruz” dedi.
BURSA, DAHA FAZLA TAKVİYESİ HAK EDİYOR
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise konuşmasına ülkemiz ve Bursa için paha yaratan tüm ihracatçıları tebrik ederek başladı. Dünya pazarında var olmanın giderek zorlaştığını, bilhassa Çin üzere rekabetin ağır olduğu ülkelerle çaba etmenin daha da güçlü bir süreç gerektirdiğini vurgulayan Bozbey, “Günümüzde, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik üzere kavramlar giderek daha fazla değer kazanıyor. İş dünyası, üreticiler ve tüketiciler olarak, bu bahislere hassaslık göstermek zorundayız. Bilhassa dokumanın merkezi olarak kabul edilen Bursa’mızda, markalaşma ve dünya pazarında ön plana çıkma amacımız var. Bursa, üretim ve ihracata verdiği değerle ülke iktisadına katkı sağlayan bir kentimizdir. Bursalılar üretiyor ve devlete katkı sağlıyorlar, bu nedenle verdikleri katkı kadar dayanak alması gerektiğini düşünüyoruz. Katma kıymeti yüksek eserlere odaklanarak, AR-GE ve inovasyon çalışmalarını artırmak, kesimlerimizin ihracat potansiyelini artırmanın yanı sıra Türkiye’ye kıymetli bir gelir sağlayacaktır” diye konuştu.